PEK ÇOK SORUYA TAVSİYE

Şeyh Muhammed Nazım el-Hakkani en-Nakşibendi Hazretlerinin 1980 Sohbeti


Fark budur. İnananların veya inanmayanların iyi amelleri, hepsi iyidir. Ama eğer… o tohumu nereye
atarsan- çünkü iman bir tarla gibidir. Tarlaya tohum ekerseniz, hepsi büyür, her çeşit ağaçlar, her çeşit
bitkiler. Yaptığın her çeşit hayır işinde ve onları iyi tarlaya ekerseniz, büyür ve meyve verir. Ama
tohumları, kayalara atarsanız, hiç büyümez. Bir zaman sonra biter, veya kuşlar gelip alır, veya karıncalar
taşırlar, veya rüzgar alıp götürür.
Onun için iman öyle bir tarladır ki – iman olmazsa, tarla olmaz. Onunla yapamazsın, cebinize çok fazla
koyup taşıdığınız tohumlarla hiç bir şey yapamazsınız. Ekmemenin anlamı nedir? Bu Ayet bunu söylüyor.
Doğru mu? İS: Elhamdülillah. M: Ona cenaze namazı kılıyoruz. Cenaze namazı sadece inananlar içindir,
inanmayanlar için değil.
Peygamber buyururdu, selamet üzerine olsun, ‘Ey Rabbim, İslam’a Ümereynlerden (iki Ömer’den
birisinden) güç ver. Seyyidina Ömer İbnul Hattab, ikincisi Ebu Cehil idi. Peygamber onlardan birisi için
hidayet istedi. Çünkü ikisinin ismi Ömer. Ve Cenâb-ı Allah duasını Ömer İbnul Hattap, radiyallahu anhu
için kabul etti.
Onun için biri için hidayet isteyebilirsiniz, annen baban için, arkadaşlarınız için, kardeşleriniz için, kız
kardeşleriniz tanıdıklarınız, milletiniz, herkes için. Ve bu güzel ahlaktır çünkü inananlar herkes için iyilik
isterler. İnananlar insanlar için asla kötülük istemezler. T: Ama öldükleri zaman, onları Allah’a mı bırakırız
yoksa onlara rahmet gelsin diye dua mı ederiz? M: Evet. Çünkü onların nasıl gittiklerini bilemezsiniz.
İnanmayanların tam olarak nasıl öldüklerini söyleyemezsiniz. Bir şey isteyemezsiniz, yasaktır. Ama
onların nasıl gittiğini hiç bilemeyiz. Ve özellikle İslam’a geldiğin zaman ve İslam’a geldiğin zaman
kalpleriniz rahmetle dolar ve annen baban için, ailen için rahmet istersin. Fark etmez. İsteyebilirsin. Ve
300 Estağfirullah, Estağfirulah, Estağfirullah korunmak için ve az sadakayla bile olsa hayır işi yaparsın. Bu
sıfatul Şehr.
İS: Bu ayın sıfatları, onun özellikleridir. M: Özellikleri, sıfatları insanlar içindir. Evet. Ve Büyük Şeyh üç
Kelime-i Şehadet, 300 Estağfirullah, Estağfirullah, Estağfirullah bu ayda gelecek tüm zararlar için ve her
gün biraz sadaka verin buyururdu. Şeyh İbrahim Anzalat… değerli kardeşimiz, İspanyolların halifesi. Ve
Aleyküm Selam Ve Rahmetullahi Ve Berekatuh. İbrahim, Şeyh İbrahim Şükrüllah, senin mektubunu bana bir gazete gibi okuyor. Evet. Anlıyorum,
Elhamdülillah, Büyük Şeyh’den nasihatleri kalbine ilham olanı takip ediyorsun, seni doğru yola
yönlendiriyor. Şimdi mümkün olduğu kadar kendisine bakması çok mühimdir, kendi tamamlanmamış
taraflarını tamamlamak için.
Bir kimsenin kendisine bakması başkasına bakmasından daha mühimdir. Çünkü herkesin kendi
sorumluluğu vardır ve bir kimsenin ailesine ve çocuklarına bakması yeterlidir ve mümkün olduğu kadar
başkalarına tesirli olmaktır. Ama niyet olarak, herkesin mutluluğunu ve İslam’ı düşünmek doğrudur;
burada ve buradan sonra herkesin mutluluğunu istemek ve çalışmaktır. Ama zamanımızda çok zordur ve
niyet her zaman herkesin hidayetini istemektir.
Cenâb-ı Allah’ın küfür yapan kimselerden asla razı olmadığı gibi. Ve bizler inananlar olarak, insanların
kötü amellerinden, kötü inançlarından, kötü ahlaklarından, ve günahlarından, onların günahlarından razı
değiliz. Ve en azından bir kimseyi kötü yoldan veya kötü yoldan iyi yola getirmeye çalışabilirsiniz – bu
inananların hakiki zekatı, hayrıdır.
Cenâb-ı Allah bir kimseye sonsuz rahmetinden hidayet, mutluluk verirse bir kimsenin Rabbine şükreden
kul olup, en azından kötü birisinden iyi biri yapmaya çalışmalı ki onu küfürden İslam’a getirebilsin. Bir
tane yapabilirse, yeterlidir. İki ve fazlası, Rabbimizi her zaman bizden razı eder. Ama büyük kütleler gibi,
binlerce ve milyonlarcasına, tesirli olamazsınız. Ama size çok yakın insanlara, onlardan birisini
yakalamaya çalışabilir, onlardan birisini kurtarmak için ve ilahi ödüllerle ödüllenirsin.
Bu mektubunun bir bölümüdür. Sonra insanların seni zikre zorladığını söylüyorsun. Evet? Zikir yapmak…
yönetmek. Bunu biliyorsun ve yapabilirsin. Büyük Şeyh’imizin izniyle sana zikir için izin veriyoruz. Evet.
Herkes her vakit, yanlışlar yapar? İS: Evet, yanlışları olur veya yanlışlık yapabilir. M: Herkes, çünkü
Peygamberler gibi değiliz. Biz sadece basit kullarız. Herkesin yanlışları var. Onlara sabretmemiz gerekir.
İnsanları kendilerine karşı konuşanları kendilerine tutması imkansızdır. Onun için sana itiraz eden veya
seni eleştiren insanlarla meşgul olmamalısın. Onları bırak ve eğer o eleştiriyi yapan insanlar bir şey için
doğruysa – sen kendini düzeltmelisin. Değilse, o yanlışa düşmemek için dikkat etmelisiniz.
Onun için, bir kimse bizi eleştiriyorsa iki nokta vardır. İhtimal iki olasılık- birisi doğru olabilir – onu
düzeltmelisin, ikincisi doğru değilse – ve onu bırakırız, hayır bir şey söylemeyiz çünkü bizde yoktur. Evet.
Onlardan birisi bizimleyse kendimizi düzeltmemiz gerekir, telaş etmeyin.

İS: Çocukları filme götürmekle ilgili? M: Götürüyor mu? İS: Götüreyim mi diye soruyor. Doğru mu yanlış

mı olduğunu bilmiyor ve götürmeyecekse çocuklara götürmediğinin açıklamasını nasıl yapsın. M: Şimdi
bu çok zordur. Küçük oğlanlar, küçük çocuklar olsak onlara mani olmak için olabildiğince sıkı veya güçlü
olmalı. Ama onlar büyüyor, arkadaşlarıyla kendi yollarını yapıyorlar. Bu çok zor. Böyle bir toplumda
çocuklarınıza engel olamazsınız.
İS: İyi, o şimdi Darul Selâm’da yaşıyor, burası Yeni Meksiko, o İslami toplumda. O küçük çocukları filme
götürmek hakkında soruyor. Demek istediğim çocuk filmleri – kötü değil. M: Darul Selâm’da mı? İS: Hayır
bir gün şehre gidip, onları çocuklar için olan filmlere götürmek. Çünkü onlar şimdi Darul İslam’da ve
orada hep Müslüman çocuklar var ama çocuklar yine de New York’ta yetiştiler ve onlar Amerika
kültürünü biliyorlar ve halen gitmek istiyorlar.
M: Çocukları böyle filmlerden uzak tutmak çok zor. Çok zor. Onun için çocuklarını tutmayı faydalı
görüyorsa, onları bırakabilir, götürebilir. Çünkü onlara engel olursa çocuklar ona bir şekil nefret duyar.
Babamız bizi hiç bırakmıyor, başkaları böyle çocuk filmlerine gidiyor derler, ve nefret büyür, kalpleri
nefretli olur. Kalplerinde sevginin büyümesi için bir vesile yaparsa, çocuk ve ebeveynleri için daha iyidir.
İS: İnşaAllah, gider ve çocuklarının eğlendiğini görür…
M: İbrahim de, o da sever. Onun kaç tane çocuğu var? İS: ‘Zannedersem dört veya beş’. M: Dört ise
kendisiyle beraber beş. Beş ise kendisiyle beraber altı çocuk olur. İS: Sadisuhum … M: … kalbuhum
(18:22) M: Gider, gelir, sorun değil. Onlar için bir eğitimse, bir şey faydalı olursa, bunu durduramayız. İS:
‘Onlardan bazıları çok kötü değiller, ve başkaları kötü, seçebilir.’
M: O milletin filmsiz olması imkansızdır. Neden kendimizi aldatıyoruz ve hayır diyoruz? Hayır. Eğer
çocuklarına bir faydası olacağını söyleyebilirse ve en azından babalarını dinlemelerine faydası olur, ona
saygı duyup çocuklarından ebeveynlerine karşı nefreti alırsa, bu iyidir. Bırakın. Evet. Ve çalışmalı ve Allah
ona bereket verir. Çok fazla uyuma, çok fazla yeme, çok fazla konuşma. Onda üçü var. O bu üçünden
kurtulmalı.
Zikrine devam etmeli ve Peygambere, salavat etsin, selamet üzerine olsun. Ve karısına baksın, ihmal
etmesin, ona önem vermemezlik etmesin. Her zaman istesin, istesin. İS: O her zaman …istiyor. M: Evet.
İS: bazen bir hediye verecek, vermeli de. Yorgunum, meşgulüm, çalışıyorum, gidiyorum, geliyorum
demesin. Her şeyi getir. Yapabiliyorsa, yapsın. Alabiliyorsa, alsın.
Yüce Rabbine olan inancı her gün daha güçlü olmalı. Hepsi bu. Ve selamım ailene, çocuklarına ve
kardeşlerinedir ve onların duasını isterim. Ve de Esselâmu Aleyküm ve rahmetullah. Merhametli, en
Hayırlı ve en Cömert Cenâb-ı Allah’ın adıyla. Zibol, kardeşimiz Zibol. Ben Şeyh Nazım sana hitap
ediyorum, ekselansları. Evet? Mühim ve samimi mektubunu okudum ve ondan memnunum. Mercy Oceans (kitap) okuduğunda sana
her seferinde işaretler ve ilhamlar ve istikametine doğru nur verir. Bizim ve senin de bildiğin gibi,
herkesin özel bir istikameti vardır. Ve herkes istikametine doğru hareket etmeli. Ve başarılı olabilmek için
çoğunluk olarak senin için en güçlü yöntem okumak ve birisini takip etmektir. Bu en mühim noktadır.
Bilmek ve takip etmek.
Öğrenmekle ve öğrendiğini takip etmekle başarılı olabilirsen, bu mükemmeldir. Evet? Eğer imkansızsa –
sadece okuyup ve öğrenirsin ama bunu pratik yapmak zor olursa, birisine bakmalısın, bir kimse olmalı,
hayır, bir grup olmaya gerek yok. Seni iyi bir uygulayıcı ve iyi bir takipçi yapmak için bir kimseyle olman
sana yeterlidir.
Ama bir grubu takip edersen, senin gelişim ve ilerlemen için daha kolay olur. Ama en azından yalnız
olmamalısın. Uygulama istiyorsan şahsi veya mektuplar göndermekle ve takip etmeyi istemekle irtibatta
olmalısın. Biz, sana tam üç yol hakkında konuştuk ama okumadan, takip etmeden, uygulama yapmadan
bir kimsenin istikametine ulaşması çok zordur.
Onun için sen bir memlekete gitmek isteyip de bir istasyonda bekleyen birisin. Ne şekil vasıta, ulaşım
bulabilirsen, onu al. O kamyondur ben onu alamam deme. Bu traktördür, onu alamam deme. Bu bir
eşektir, onu alamam deme. Onlardan birisini almalısın veya en azından kendin yürümelisin. Hepsi bu.
Sana selamlar. Mütevazi kitabımızı tebrik ettiğin için teşekkürler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir