Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hz.’nin 30 Aralık 2011 Sohbeti


Meded Ya Sultanul Evliya, meded. Allahu Ekber, Allahu Ekber, La ilahe ill’Allah Hu Allahu Ekber, Allahu
Ekber ve li’Llahi’l hamd. Allahu Ekber, Allahu Ekber, La ilahe ill’Allah Hu Allahu Ekber, Allahu Ekber ve
li’Llahi’l hamd. Es salatu ves selam, elfu salat elfu selam Aleyke Ya Seyyidil Evvelin vel Ahirin. Evvelin ve Ahirin Efendisi meded. Ya Ekrem el Ekremin Siz’in Şeriatınız ile bizi kuvvetlendirin. Meded Ya Rical Allah, meded, meded. Ya Sultanul Evliya, meded. Ya Aktab, Ya Kutub el Mutasarrıf, bize nazar edin.
Ey katılanlarımız söyleyin Euzubillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim. Ey insanlar, ey
insanlar. Esselamu Aleykum. Eyyuhel insan, insanoğlu şereflerinizi muhafaza ediniz. Siz Allah Azze ve
Celle’nin, bu dünyadaki Halifeleri olmak için yaratıldınız. Başka bir şeref istemeyin. Ad dunya jeefatun.
Peygamber Efendimiz (sav) söylüyor ve bir misal veriyor ki; Dünya bir leştir. İnsanlar kaçıyorlar. İnsanlar kaçıyorlar, ama onlar Dünya’ya bir leş olarak bakmıyorlar. Onlar dünyadan taşıyabildikleri kadar taşımak
için koşuyorlar.
Kur’an-ı Azimuşşan insanoğluna her şeyi getiriyor. Kur’an-ı Kerim insanoğluna öğretiyor. Onları en iyi
yola çağırıyor bir şerefe ulaşabilmeleri için. Bunun ötesinde başka bir şeref yoktur. Ey insanlar, dünya sadece Karun’a verilmişti, Karun’un 70 tane… Hazineleri vardı ki kimse bunların başlangıcını ve sonunu bilmez. Ve o, zaman zaman dışarı çıkardı ki bir münasebetle insanlara kendi Saltanatı’nı göstermek için.
O zannediyordu ki kendisi bir Kral’dı ve kendi Krallığına kimse ulaşamazdı. Ve insanlar bakıyorlardı ve görüyorlardı ki o… Onun ihtişamlı makamının kimseye verilmediğini zannediyordu. İnsanlar diyorlardı ki: “Ohhh… ohhh… Karun’a öyle bir ihtişam ve öyle bir Krallık ve zenginlik verilmiştir ki; biz de Karun gibi
olmak istiyoruz.” Karun…
Allahu Ekber, ala men tekebber ve tejebber. Allah Azze ve Cel, kendilerinin “En kuvvetli, en ihtişamlı, ve
en zengin” olduğunu iddia eden insanların üzerindedir. Sonra ne oldu? Karun’a ne oldu? Allah Azze ve
Cel, yere emretti. …Yere emretti: “Karun’u yut.” Yer, ilk önce onun ayağını yakaladı. O batmaya başladı ve bağırıyordu: “Ey Musa, ey Musa beni kurtar.” Ve Musa (as) dedi ki: “Ey yer, onu yut, onu yut, onu
yut.” Karun’a olan buydu. Onun hikayesi yazılmıştı. İlahi Kitaplar’da yazılmıştır. Kendilerine İlahi Kitap
verilmiş olan insanlar; ilk olarak Beniisrail, sonra Hristiyanlar. “Biz İsa’yı takip ediyoruz” diye iddia
edenler.
İsa (as) bir tarak kullanırdı. Bir kere Hacı Hüseyin’e benzeyen birisi vardı ve o eliyle böyle yapıyordu,
böyle; ve sonra o tarağı attı. Ve o su içmek için bir kap taşırdı. Bir kere birisini gördü böyle yapan, eliyle su içen; o zaman o kabı attı. Ey Hristiyan alemi, Noel için ne yapıyorsunuz? Ya da yeni yıl için? Siz giyinmeye çalışıyorsunuz, göstermeye; birşey olduğunuzu göstermeye çalışıyorsunuz. Bu İsa (as)’ın yolu
değildir. Ya da bu Seyyidina Musa (as)’ın yolu değildir. Ya da Peygember Efendimiz (sav) böyle gösteriş
yapmazdı. O derdi ki: “Ben bir köle gibi otururum..” Köle gibi değil. “Bir kul gibi otururum ve bir kul gibi
yemek yerim.”
Müslümanlar nerede? Onlar kendilerini Noel ya da yeni yıl için hazırlamaya çalışıyorlar. Bu Müslümanlar için en büyük ayıptır. Müslümanlara 70 kere ayıp. Karun’a ne oldu? İlahi Kitaplar’da
okuyabilirsiniz bunu. Ben üzülerek söylüyorum ki Tevrat’a ve İncil’e inanan ilahi insanlar; onlar insanlara
söylemiyorlar ki: “Ey insanlar, onu bırakın. Çünkü ölüm sizin arkanızdan koşuyor. Ve eğer size Karun’dan
70 kere daha fazla ikram edilse, o sizi asla değiştirmeyecek. Ya da sizi ölümden kurtarmayacaktır.”
Yer der ki: “Ey insanoğlu, siz şimdi benim üzerimde bir şeye ulaşmak için koşuyorsunuz, ama
hatırlamalısınız ki yarın benim altıma gireceksiniz.” Şimdi benim üstümdesiniz, yarın benim altımda
olacaksınız. Ama insanlar Peygamberleri’ne olan inançlarını bıraktılar. Ki onlar insanları Alemlerin
Rabbi’ne, insanoğlunun Rabbi’ne kul olmaya çağırırlardı. İnsanoğlunun, Alemlerin Rabbi, onlara
kimsenin veremeyeceği bir şeref verdi. Ama insanlar şimdi sarhoşturlar. Onlar sarhoşturlar. Ben bu
insanların başına yakında neyin geleceğini bilmiyorum.
Ve her yerde dertler, sorunlar vardır. Bu sorunlar daha başlangıçtır. Çünkü Alemlerin Rabbi insanlara
öfkelidir. Ey insanlar, ey İslam ulemaları! Ey İsrailoğulları’nın hahamları, ey kutsal Papa ve diğer kutsal
insanlar! Neden insanlara bugün burada yaşadığımızı ama yarın toprağın altında olacağımızı
hatırlatmıyorsunuz? Alemlerin Rabbi vardır. Sizi Kıyamet Günü hüküm için O’nun İlahi Huzuruna kim
taşıyacaktır? Bu çok zayıf bir kuldan size bir uyarıdır. Ben Müslüman ulemaların insanlara
hatırlatmadıkları için üzgünüm. Hahamlar kendi insanlarına hatırlatmıyorlar. Papa, piskoposlar kendi
insanlarına hatırlatmıyorlar. Onlar da cezalandırılacaklardır. Çünkü Rabbimiz’in İlahi Hükmü çok yakında
gelecektir.
Biz bu dünya hayatının son kısmına ulaşıyoruz. Her yerde çok fazla dertler, sıkıntılar vardır. Ve bu
sıkıntılar insanoğlundan, onların tatlı hayatlarını alıyor. Bu tatlı hayat değildir. Bitti. Sıkıntılar doğudan
batıya; kuzeyden güneye koşuyor. Alemlerin Rabbi Peygamberleri’ni gönderiyor. Özellikle son olanı
gönderiyor ki insanlara söylesin. İnsanlara hatırlatsın diye. “Ey insanlar Ben sizin hayatınızın tatlı bir
hayat olması için bir yol hazırladım.” Ama siz benden kaçıyorsunuz ve şeytanı takip ediyorsunuz. Ve
şeytan size hiç bitmeyen dertler, sıkıntılar veriyor. Ve dünya üzerinde tatlı hayat bitti.
Ey katılanlarımız, onlar beni kendim için bütün insanlara hitab ettirmiyorlar, ama bu bir emirdir. Ve bu,
size konuşayım diye benim kalbime gelen bir ilhamdır. Ben hiçbir şeyim. Ben günahkarım, ben
günahkarım. Ve ben af diliyorum. Ve aftan sonra rahmet istiyorum. Ey insanlar, bırakın. Şeytanı bırakın.
Şeytani hayat şeklini bırakın. Şeytani.. Hayat şekli, onu bırakın; bırakın. Allah Azze ve Cel ilk olarak diyor

ki: “Ben kendime zulmü haram kılıyorum.” Zulüm yok. Ve Ben size de zulüm yapmayı haram kıldım ve
kötü şeyleri – birbirinizi öldürmeyi- haram kıldım. Ben sizden razı değilim. Kim ki bunu yapar, Ben
onlardan İlahi intikamımı alırım. Ey insanlar, Allah’tan Subhanehu ve Teala; korkunuz.
Tövbe Ya Rabbi, Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Estağfirullah. Bu hitab ilk olarak Müslümanlara’dır.
Müslümanlar’a ve Muminlere’dir. Kendinize dikkat ediniz. İnsanları öldürmeyi bırakın. İnsanları
öldürmeyi bırakın. Subhan Allah Ya Rabbi. Tub Aleyna, Tub Aleyna Ya Tevvab. Tub Aleyna Ya Tevvab. Biz
yanlış kullarız. Biz Siz’in kulluğunuzu bıraktık. Ve biz şeytanı ve şeytanın kulluğunu takip ediyoruz. Kulluk
değil. Alemlerin Rabbi’nin kulluğunu bırakıp, en kötü varlık olan şeytanın kölesi olmak için koşuyoruz.
Allah bizi affeylesin. Ey insanlar, dua edin. Ben zayıf biriyim. Hepimiz zayıfız. Ey insanlar Allah’a tövbe
edin. Gelin ve Allah’a tövbe edin. Ey Rabbimiz bizi affet. Bizi şeytanın köleliğinden kurtaracak olan kişiyi
gönder. Allah bizi affeylesin ey insanlar.

Esselamu Aleykum. Fatiha.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir