Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hz.’nin 23 Aralık 2011 Sohbeti


Bismillahirrahmanirrahim. Amin, amin.. Amin, Amin… Amin… Amin. Fatiha. Buyrunuz cemaatimiz için
bir kaç kelime söyleyiniz. İnşa’Allah. Elhamdulillahi Rabbil Alemin. Alemlerin Rabbi’ne hamd olsun.
Sen’inle vücut bulduk. Ve Sen’in nimetlerinle dolduk. Ve hayırlarınla taştık. Ve biz hepimiz Sen’in
ihsanının kullarıyız. Ve bütün iyilikler Sen’dendir.Sen Evvel’sin, Sen’den önce hiçbir şey yok. Ve Sen
Ahir’sin. Sen’den sonra hiçbir şey yok. Başlangıcı olmayan ilksin; ve sonu olmayan sonsun. Hiçbir mahluk
Sana nisbet olamaz. Ve vaktin geçmesi ile fani olamazsın. Bütün yaratılmışlar Sen’in Azameti’nin kahrı
altındadır.
Allah’ı zikredin. La İlahe İlla’Allah. Ve emri, Kaf ve Nun arasındadır. Bütün her şeye alimdir. Ve bütün
muminlerin günahlarını affetmesi Keremi ve Hilmi’nden dolayıdır. O’nun gibi hiçbir şey yoktur. O Semi
ve Basir’dir. Bütün Semalar O’nundur. Güneşiyle ve bütün uzayıyla O’nundur. Yıldızların ve gezegenlerin
hepsi O’nundur. Ve bütün yerler O’nundur. Bütün ovalar, dağlar, denizler, ağaçlar hepsi O’nundur.
Meyveler ve içindeki bütün hayırlarıyla; insanlar ve cinler hepsi Sen’indir Ya Rabbi. Gökyüzünün temiz
pak Melaikeler’i Sen’in hizmetkarlarındır.
Ve yeryüzünün taç giymiş Krallar’ı, Melikler’i Sen’in kullarındır. Düzenin ne kadar mükemmeldir.
Yaptıkların ne kadar iyidir. Ve Şan’ın ne kadar yücedir. Subhan’sın Rabbim. Gülün kokusu, güzelliği ve
gösterişi neredendir? Güneş’in sıcaklığıyla biter ve Ay’ın ışıklarıyla açar. Ve hafif rüzgarla büyür. Hz.
Peygamberimiz Muhammed (sav)’in gülü; Peygamberimiz’e Salatu Selam getirin. Salatu Selam getirmek
için seslerinizi yükseltin. Ta ki kalbim ferah bulsun ve size konuşayım.
Sonra gözüm, gönlüm dolsun. Ve gönlüm de ferah bulsun. Gözün nuru neredendir? Onun ışığı
neredendir? Gördüğü şey neredendir? O göz ki bir suyun üzerindeki bir siyah noktadır. Yeşili toprağın
içerisinden çıkaran ey Mübarek. Ve insanoğlunu toprak ve sudan yaratan. Toprak ve su Siz’indir. Ne
kadar mükemmel bir düzenin var. Subhan’sın. Subhan’sın ey Rabbim. Benim bu dilim neredendir?
İnsanoğlunun vücudunun bütün her şeyin başında olması neredendir? Bu tat ve bu hassasiyet
neredendir?
Saklı mısın ey Rabbim? Sen saklı mısın? Bilinmiyor musun? Ve bu kainat Burhan’ındır; Sen’in isbatındır.
Onu yaratan Sen’sin. Ve onu kainata getirensin. Ve delil olsun diye Hz. İsa’yı babasız doğurdun. Ve Hz.
Adem’i topraktan, çamurdan yarattın. Ve Havva anamızı da. Ve kendinize bakmıyor musunuz? Siz et ve
kemiktensiniz. Tırnak ve yağdansınız. Ondan sonra ey Rabbim, insanda ufak bir mudğa, et parçası yaptın. Eğer bu düzelirse, salih olursa; bütün vücut salih olur. Eğer bu kötü olursa bütün vücut kötü olur.
O ki kalptir. Onun için Allah’ı zikredin. La İlahe İlla’Allah.
Bizim Efendimiz Şeyh Efendi ve bizim mürşidimiz ve sevgilimiz, sizin kalplerinize baktı onları canlandırsın
diye. Ona hayat versin ve onu nurdan bir parça etsin diye. Hz. Muhammed’in (sav) nurundan bir parça.
Ondan sonra ona Salatu Selam getirelim ki o bize bağışlanmış hediyedir ve Siracı Münir olandır. Kıyamet
günü toprağı ilk açılacak olandır. Ve başını kaldırıp toprağı, silkeleyince der ki: “Ey Cebrail bu hangi
gündür?” Cebrail (as) der ki: “Ey Efendim, ey Muhammed (sav) ilk önce Sen’in üzerinden yer açıldı,
başkasına değil. Bu Kıyamet günüdür, bu hesap günüdür.” O zaman biliyor musunuz Rahmet’e;
Alemler’e Rahmet olan ne der? Sizi sorar. Benim Ümmet’im nerede diye sorar. Maşa’Allah.
Onun için Peygamberimiz (sav) dedi ki: “Benim Ümmeti’min alimleri Beniisrail’in Peygamberi gibidir.”
“Benim Ümmeti’min alimleri beniisrailin Peygamberi gibidir.” Bu nimeti muhafaza edin, bu bereketi
muhafaza edin. Ve bu Hazreti muhafaza edin. Allah Azze ve Cel Melaikeler’e, Seyyar Melaikeler’e ne
diyor biliyor musunuz? Onlar zikir meclislerinde dolaşırlar. Onlara söyler ve onların maksatlarını
kendilerinden daha iyi biliyor.
Melaikeleri’ne sorar: “Nereden geldiniz?” Onlar da dediler ki: “Biz de geldik. Sen’in kullarından Sen’i
zikreden Sen’i tesbih eden, Sen’i tazim edenler. Ve Sen’den isteyen ve Sana sığınanlar.” Allah Azze ve Cel
der ki: Ey Melaikeler’im ne soruyorlar ne istiyorlar? Cenneti istiyorlar diyorlar. Allah Azze ve Cel der ki:
“Cenneti gördüler mi?” Melaikeler cevap verir: “Hayır ey Rabbimiz, hayır görmediler.” Ve Allah Azze ve
Cel der ki: “Görseler ne yaparlardı?” “Daha fazla müştak olurlardı. Ve şimdi biz Cennet Ravzalarının
birindeyiz. Ve sanki biz Habibullah (sav) ile beraber oturuyoruz.”
Sonra sorar ki: “Neye sığınıyorlar?” Derler ki: “Sen’in ateşinden Sana sığınırlar.” “Ateşimi, Cehennemi
gördüler mi?” Melaikeler derler ki: “Hayır Ya Rabbi.” “Eğer görseler ne yaparlardı?”Derler ki: “Eğer onu
görseler, ondan kaçarlar” Allah’ım bizi ateşinden sakla. Ve Allah Azze ve Cel o zaman der ki: “Ey
Melaikeler’im şahit olun, Ben onlara mağfiret ettim. Onları affettim. Üzerlerine Rahmeti’mi ve
Sekineti’mi indirdim” Bu ne büyük bir makam, ne Azametli bir makam. Bu makam Gökyüzü’ne bağlıdır.
Peygamberimiz (sav) der ki: “Eğer bildiğimi bilseniz, ve Melaikeler’in nasıl toplandığını görseniz; bu
noktadan Gökyüzüne Yedi Sema’nın üzerinden Arşu Rahman’ın altına kadar onları görseniz
dayanamazdınız.”
Ama Allah Azze ve Cel size Nurdan hicaplar verdi ta ki kalpleriniz mutmain olsun. Ve sizi Şeyh Efendi’ye
teslim etti. O ki sizi muhafaza edip bakıyor. Ta ki Allah sizin kalplerinizi açsın. Ya Rabbi hikmetinle
kalplerimizi aç. Bize merhamet et.Sen merhametlilerin en merhametlisisin.Bize azap etme. Ve bizi
kaderimize lütfeyle. Bize lütfeyle. Ve bize sıhhat, afiyet; hidayet ve inayet ver. Babalarımıza,
annelerimize, Şeyhlerimiz’e ve Hacc’a gidenler; bütün muminler ve muminat ve Sen’in yolunda olanlar ve Sen’in yolunda cihad edenler. Hepimizi affet. Bizi ve bütün Müslümanları da affet. Her dakika ve her
anda. Fatiha.
Çok güzel oldu. Çok hoş yaptınız. Salatu Selam Efendimiz’in üzerine olsun. Şeyh Efendi İnşa’Allah
sağlığına kavuşup Bahreyn’e bizi ziyarete gelirsin. Ben Şeyh’e sordum. Size konuşsun diyerekten.
Sordum. Sizin ihtiyacınız olan konuda konuşsun istedim. Kulların öğrenmesi gereken, en önemli şey
kulluktur ey insanlar! Gayret edin ki böyle büyük Şeyhler’den, kulluk yollarını öğrenesiniz. Şeytanın kölesi
olmayın. Kul değil, kul değil. Eğer bir kimse şeytanı takip ederse, O zaman kul olmaz. Kulluk insana şeref
verir.
Şeytan insanı hiçbir zaman kul yapmaz. Şeytanın insana yaptığı; onu köle yapmasıdır, köleliktir. Bundan
da daha fazla o, sen çok kötü bir durumdasın ve iyi bir kölesin. O zaman seni başka bir şekle çevirir ve
seni eşek yapar. Eşek. Eşek; köle değil. Köleler iki ayak üzerinde yürürler. Şeytan eğer mutlu olmazsa, o
seni iki ayaklılıktan çıkartıp dört ayaklı yapar. O zaman senin üzerine, bir semer koyar. Bir semer koyar.
Ve senin üstüne biner. Doğu’dan Batı’ya bugün, Güney’den Kuzey’e her yerde herkes eşek olmaya,
şeytanın eşeği olmaya çalışır.
Üzülerek söylüyorum ki, İslam dünyasında ne olmaktadır? İslam dünyasının liderleri, idarecileri, devlet
başkanları; onların hepsi Şeytanı temsil etmektedirler. Şeytan onlara emrediyor ve onları, dört ayak
üzerindeki eşek haline getiriyor. Dolaşan eşek haline getirip; onlara binmektedir. Üzülerek söylüyorum.
Üzülüyorum. Ve de ben kızgınım. Çünkü bu bir şeref değildir. İslam dünyası için bir şeref değildir. Allah’ın
Şeriatı’nı değiştirmek ve demokrasi istemek; demokrasi istemek. İfrit’in, şeytanın eşeği haline gelmek.
Bu iyi birşey değildir.İnsanlar ifritin, şeytanın eşekleri haline gelmiştir.
Mısır aşağı gitmektedir, Libya batmaktadır, Tunus batmaktadır. Cezayir batmaktadır, Suudi Arabistan
batmaktadır. Yemen batmaktadır, Şam batmaktadır. Onları şeytan o hale getirmektedir ki insanlar
şeytanın eşeği olurlar. İnsanlar nasıl yaşayalım diye soruyorlar. Allah Celle Celaluhu, Cenab-ı Allah
buyurdu: “Ey insanlar, sizin rızkınız Cenab-ı Allah’ın tarafındandır” Ey insanlar Cenab-ı Allah’tan, rızkınızı
isteyin. Allah’tan isteyin. Ve Allah’a ibadet edin. Sizler ey insanlar, “Ey insanlar rızkınızı Cenab-ı Allah’tan
isteyin. “Kulluğu, işlerinizin en önemlisi haline getirin.”
Ey Araplar! Cenab-ı Allah Kur’an-ı Kerim’de buyurmadı mı? “Ben insanları ibadet etmekten başka bir
sebeple yaratmadım.” Demedi mi? Cenab-ı Allah: “Bana ibadet edin.” Demedi mi? “Sizin rızkımız Ben’im
huzurumdadır, Benim tarafımdan verilir.” Cenab-ı Allah Kur’an-ı Kerim’de öyle demedi mi? Sizler bir kişi
için çalışsanız, o kişi size öder. Öder tabi ki. Allah Azze ve Cel, Cenab-ı Allah’tan rızkınızı isteyin. Bizler aciz
insanlarız Biz hükümeti değiştirmek istiyoruz ki, gelen hükümet bize daha fazla saman versin. Çünkü saman
eşeklere verilir. Siz öyle bir şahıs için çalışıyorsunuz ki, o zaman o şahış size öder. Siz niçin Allah için
çalışmıyorsunuz? Cenab-ı Allah buyurdu: “İnsanları Bana ibadetten başka bir sebeple yaratmadım.”
“Onları Bana ibadet etmeleri için yarattım.” Buyurdu Cenab-ı Allah. “Ben insanı ve cinleri, Benim
kulluğum için yarattım.” Buyuruyor Cenab-ı Allah. Ve Benim için çalış diyor Cenab-ı Allah. Benim için
çalışırsanız, Ben size öderim. Cenab-ı Allah buyuruyor.
Siz birisi için çalışırsanız, o size öder. Niçin Allah için çalışmıyorsunuz? Allah için çalış, Allah size öder. O
ödemeye Muktedir’dir. O Rezzak’tır. O size öder. Demokrasiyi niye istiyorsunuz? Allah’ın Şeriatı’nı niye
bırakıyorsunuz, atıyorsunuz? İlk önce Araplar. Ey Rabbimiz, La İlahe İlla’Allah. Muhammedun Resulullah.
Araplar, Araplar nerede? Cenab-ı Allah’ın emridir bu. “Bana ibadet edin. Ben rızkınıza kefilim.” Kulluk.
Kulluğu bıraktılar. Cenab-ı Allah onların üzerine kırbaç gönderecektir. Kırbaç onların üzerine gelecektir.
Bu hiçbir şey değildir. Eğer doğru yola gelmezlerse o zaman, Cenab-ı Allah onları terbiye edecektir. Bu
terbiye önce Araplar’a gelecektir.
İlk fitne İslam dünyasına gelecektir; ondan olacaktır. Türkler de İslam Şeriatı’nı bıraktılar. Allah’ın
Şeriatı’nı bıraktılar. Araplar birbirlerinin arkasından Allah’ın Şeriatı’nı bıraktılar. Allah Şeriatı’nı gönderdi.
Hayvanlara ve dağlara mı yoksa insanlara mı gönderdi Kendi Şeriatı’nı? Sizler zayıf kişilersiniz. Nasıl olur
da bu cesareti nereden buluyorsunuz? Başka bir sistem uyduruyorsunuz. Her yerde seçim var. Seçim
yapmak haramdır. Vahabiler nerededirler ki söylesinler bu haramdır. İhvanu Müslimin nerededir ki
söylesin bu haramdır diye. Ve Selefiler nerededirler? Onlar söylesinler bu haramdır diye.
Bütün hepsinin üzerine tükürmek lazımdır. Bunlar şeytandırlar. Şeytandırlar. Benim dilimi anlıyorsunuz
değil mi? Onlar benim dilimi anlıyorlar. Onlar ifrittirler. Onların esas gayesi söylemek. Dokunmayın.
Efendimiz (sav)’in makamına dokunmayın demektir. Onlar başka birşey bilmiyorlar. Kabe’den ne haber?
Cenab-ı Allah’ın evidir o. Niye bu haramdır demiyorsunuz? Kabe’ye dokunmasınlar diye. Peygamber
Efendimiz’in evi, makamı haram; Allah’ın evi helal. Çünkü kıblenin nerede olduğunu bilmiyorlar.
Selefiler dokunmayın. Selefi. Türbe yapmayın. İnşa’Allah bu türbeler onların başlarına düşer. Onların
yolu budur.
Niçin demokrasi haramdır demiyorsunuz? Niçin söylemiyorsunuz? Seçim haramdır diye niçin
söylemezsiniz? Allah Kur’an-ı Kerim’i göndermiştir. Ne için gönderdi onu? Cenab-ı Allah Kur’an-ı Kerim’i
türbelerde okumak için mi gönderdi? Bundan dolayı bunlar diğer insanlardan daha fazla
cezalandırılacaklar. Selefiler, el öpme. Siz taşı öpüyorsunuz. Kabe’nin taşını öpüyorsunuz. Bu haram değil
mi? Niçin Hacerul Esvet’e geliyorsunuz? Bu Efendimiz’in Sünneti’dir. Öpmek. Hacerul Esvet’tir. Hacerul
Esvet mükerremdir, mübarektir. İnsandan daha mı mübarektir? Cenab-ı Allah buyurmuştur:
“Ademoğlunu mübarek yarattık.” diye. Mübarek yarattık, şereflendirdik.

Selefiler ve Vahabiler buraya gelin ben size öğreteceğim. Ben öyle bir kimseyim ki, hiçbir değerim yok
benim. Evet. Evet. Efendimiz’in Sahabesi tarafından İslam bize ulaşmıştır. Siz Arap değil misiniz? Allah
onlara en kötü cezayı verecek. Benim İngilizce’mi anlıyor musunuz? Arapçam da öyle iyi değil. Şeyh
Efendi çok iyi anlıyoruz.
Bu Şeyh Bahreyn’dendir. Bahreyn’den. Denizlerden geliyor. Onun şerefi için konuştum. Ben çok
yorgundum ve konuşmak istemedim. İnsanlara konuşmak istemedim. Fakat, Bu Bahreynli Şeyh’in, şerefli
misafirimizin himmeti ile beraber, konuşmaya muktedir olabildim. Eğer birisi gelip sen yanlışsın derse; o
kişi Karun gibi olur. Yer yarılır; içine girer ve yer onu yutar. Evet. Allah bizi affeylesin. Ey Mısır Şeyh’i ben
yorgunum. Fakat bu yeter. Himmet geldi Elhamdulillah.
İsrailoğulları Cenab-ı Allah’tan Melik istediler. Onlar devlet başkanı demediler; demokrasi, parlemento
demediler. Peygamberlerin’den bir Melik istediler. Allah yolunda savaşmak için istediler. Cenab-ı Allah
Kur’an-ı Kerim’de bunu buyuruyor. Demokrasi, demokrasi de varsa ben devlet başkanı olabilirim. Sen
devlet başkanı mı oluyorsun? O zaman senin hanımın da birinci hanım (First Lady) olur. Sen o zaman
birinci bey olmayacaksın. Çünkü birinci hanım seni hiçbir zaman kabul etmez. Senin üzerine eşek gibi
binmezse seni kabul etmez. Senin hanımın.
Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Allah buyurdu: İsrailoğulları Cenab-ı Allah’tan Melik istediler. Bakın ey
insanlar. Bakmanız lazımdır. Sultanı arayın. Demokrasi ve seçim, oy verme hepsi Batıldır. Ve de hiçbir
zaman, Onu yapan insanlar rahat yüzü görmezler. Bu sistemdeki insanlar rahat yüzü görmezler. Ey
Allah’ın kulları, bu bir deryadır. Öp elini.
Herkesin istediği, devlet başkanı olmaktır. Bundan dolayı insanlar hile yapıyorlar. Bu hakikat değil,
herkesin istediği devlet başkanı olmaktır. Ve herkesin istediği, Sultan’ın soyundan olabilmektir. Kral’ın,
Sultan’ın ailesinden olmak. Bunun manası herkes kendi çocuğunu Kral yapmak istiyor. Bundan dolayı
bunu biliyorsanız niye Sultan’ı kaldırıyorsunuz? Fatiha. Ezan okunsun. Biat versinler. Biat versinler. Bu
küçük bir hediyedir. Bize şeref verdiniz. Sizin desteğinizle biz konuşabildik. Elinizi koyun.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir